>
 
   
     
 
Nikon D40X
Nikon D40X
 
Nikon D40X Nikon D40X
Nikon D40X
TEKNİK ÖZELLİKLERİ 
  
Nikon D40X ile cekilmis fotograflar

Gövdeyi elime ilk aldığımda minikliğinden dolayı DSLR bir fotoğraf makinesi olduğu konusunda şüpheye düşmekle birlikte bu minik ve sevimli DSLR gövde tasarımındaki çalışmayı da takdir etmekten geri duramadım. Nikon'un web sitesinde gövdenin başlangıç seviye kullanıcılar için bir alternatif olarak üretildiği yazan; pilsiz ve objektifsiz ağırlığı 415 gr. gövde ile ilgili edindiğim ilk izlenim, son derece hafif, kompakt ve ele iyi oturan bir gövde olduğu.  Çoğu zaman benim makinelerimi kullanırken ağırlığından ve kollarının yorulduğundan şikayet eden eşimin; makineyi eline alınca çok beğendiğini de söylememde de fayda var.

23.6 x 15.8 mm büyüklüğünde 10.2 etkin MP'lik CCD algılayıcı bakaçtan gördüğünüz görüntünün bir miktar fazlasını kaydediyor. Teknik verilerde Nikon, bakacın %95 görüntü alanına sahip olduğunu belirtmiş. Bakaçta dahili diyoptri ayarı var. Arkasında bulunan 2.5 inçlik LCD ekran hem çektiğiniz fotoğrafları izlemenizi hem de makinenin çekimle ilgili tüm bilgileri görmenizi sağlıyor.  Fakat bakaçta bulunan göstergede ayar değişimleri anında görürken, LCD'de biraz gecikmeyle görülebiliyor.

Gövdenin üst kısmının sağ tarafında üzerinde çeşitli çekim programlarının yer aldığı mod kadranı bulunuyor. Mod kadranında yeşil renkli otomatik çekim modu ve diğer hazır çekim modlarını ifade eden simgeler mevcut. Bunların yanında çekim hızı ve diyafram öncelikli çekim seçenekleri de yer alıyor. Çeşitli programlar (Otomatik, Flaş kapalı-otomatik, Portre, Manzara, Çocuk, Spor, Yakın Çekim, Gece portre); program (P); enstantene öncelikli otomatik (S); Diyafram öncelikli Otomatik (A); Manuel (M) modları bulunuyor.

Grip bölümüne geçtiğimizde mükemmel bir şekilde konumlandırılmış olan deklanşörü görüyoruz. Deklanşörün etrafını halka şeklindeki "açma/kapama" butonu çevreliyor. Deklanşörün hemen arkasındaki "info" butonu aracılığı ile LCD'de çeşitli bilgilerin görüntülenmesi sağlanıyor. Bu bölümdeki bir de poz telafi butonu var.

LCD ekranın solunda, çekilmiş olan görüntüleri seyretmeyi sağlayan butonu ve iki adet görüntü büyütme butonu konumlandırılmış. Bunlardan üstte olanı görüntüleri uzaklaştırmada ve indeks listelenmesinde kullanıldığı gibi aynı zamanda kullanıcıya yardımcı bir fonksiyon da üstleniyor. Butonlardan altta olanı da yakınlaştırma için kullanılırken aynı zamanda birçok ayarın değiştirilmesinde görev alabiliyor. Bu butona bastığınızda LCD ekranın sağ tarafındaki çoklu kontrol butonu ile çeşitli ayar seçenekleri üzerinde dolaşabiliyorsunuz. Gerek duyduğunuz tüm ayar değişikliklerini bu şekilde gerçekleştirmeniz mümkün. Çoklu kontrol buton grubunun ortasında artık bize tanıdık gelen ve seçilen değişikliklerin onaylanmasında kullanılan "OK" butonu yer alıyor. Bunun altında da artık tüm dijital kameralarda bulunan çöp kutusu butonunu görüyoruz. Bunların hepsinin üzerinde "AE-L/AF-L" butonu ile belirlenen değerde pozlama kilitlenebiliyor.

Bu arada ISO ayarının harici bir butonla değil, LCD ekranının menü arayüzünde değiştirilebildiğini söylemeliyim. Ayrıca obtüratör ve diyafram için tek  butonun kullanılmış olmasını biraz yadırgadım. Benim gibi kullanıcılar için önemli bu butonlara  başlangıç seviyesi kullanıcıların da zaman içerisinde ihtiyaç duyacakları fikri; bu durumun bir tasarım hatası olduğunu düşünmeme neden oldu.

Kameranın sol tarafında USB ve video çıkışı; sağ tarafında SD bellek kartı yuvası var. Gövde aynı zamanda yeni SDHC platformunu da destekliyor.  Lityum iyon batarya yuvası kameranın grip bölümünün alt kısmında konumlandırılmış. Teknik verilere göre 520 kareye kadar fotoğraf çekebiliyor.  Gövdenin en düşük perde hızı 30 saniye, en yüksek perde hızı 1/4000 ve senkron çıkışı olmadığından X senkronla 1/500' e kadar flaş senkronu sağladığı teknik verilerinde bulunuyor.

Kamera, bilgisayar yazılımları ile yapabileceğiniz işlemleri sunan olanaklar sağlıyor. Retouch (Rötuş) menüsü başlığı altında bulunan bu fonksiyonlar sayesinde fotoğraflar üzerindeki çeşitli işlemleri kamera bünyesinde gerçekleştirebiliyorsunuz. Bu bölümün en dikkate değer özelliklerinden bir tanesi ise Nikon D-lighting. Bu fonksiyonunda düşük, normal ve yüksek seviyelerinden biri tercih edilebiliyor.  Bu seçeneklere bağlı olarak fotoğraf üzerindeki karanlık alanlar daha aydınlık ve aydınlık alanlar da biraz daha karanlık hale getiriliyor. Sonuçta elde edilen görüntüde kontrast biraz düşmesine rağmen daha zengin detaylar etme olanağı doğmuş oluyor. Diğer seçenekler arasında fotoğrafları siyah-beyaz hale çevirmek veya üzerlerinde çeşitli filtreler uygulamak da bulunuyor. Bunların yanısıra kameranın yazılımı sayesinde fotoğraflardaki kırmızı göz etkisi ortadan kaldırılabiliyor ve görüntüler üzerinde kırpma işlemleri gerçekleştirilebiliyor.

Kameranın poz ölçümleme kalitesi Nikon'dan alıştığımız üzere üst seviyede. Matrix ölçümleme seçeneği ile çoğu çekim koşullarında doğru ışık değerlerini elde ediyorsunuz. Kameranın matrix ölçümlemesi flaş ile kullanıldığında oldukça mükemmel sonuçlar elde ediliyor. Manuel kullanımda dahili flaş bir butonla açılarak yukarı kalkıyor, otomatik konumda ise kendiliğinden açılıyor.  Dahili flaş çapı biraz genişçe olan benim 17-35 lensimde 24 lere kadar gölge düşürdü. Bu nedenle harici flaş kullanılmasında fayda var. Ona rağmen gölge düşmeyen durumlarda son derece doyurucu flaş sonuçlarına ulaştım.

Makineyle ilk fotoğrafları çekerken sırasıyla Nikon 70-200 VR f:2.8; Sigma 120-300 f: 2.8; Nikon AF-S 17-35 f:2.8 ; AF 35-70 f:2.8D ve AF micro 105 f/2.8D ile test ettim.

Objektiflerin kullanımında gibi bir takım sınırlamalar mevcut olduğunu bendeki eski AF tipi lenslerin AF'leri çalışmayınca netleme anahtarın olmadığını farkettim. Nikon D40X DSLR fotoğraf makinesinde netleme motoru bulunmadığından dolayı otomatik netleme özelliği, sadece dahili netleme motoruna sahip objektifler kullanıldığı zaman çalışıyor. Çok eski model Nikon objektiflere sahip olmadığınız sürece bu sınırlandırma Nikon'un geniş lens yelpazesi sayesinde herhangi bir problem yaşatmayacaktır. Üç farklı AF seçeneği olan makinede AF kullandığınız lense bağlı olarak bazı durumlarda karasız kalsa da genellikle iyi.

Sigma'da lensin ağırlığından dolayı gövdeyi elimde kontrol etmekte zorlandığımı belirtmeliyim. Tele performansı oldukça etkileyici. 1.5 X çarpandan dolayı teleniz birden % 50 daha büyüyor. Tele performansına rağmen geniş açılardaki kayıp bu tip algılayıcı kullanan makinelerin hepsinin ortak handikapı.  Benim gibi geniş açıları seviyorsanız bu tip APS algılayıcılara sahip gövdelerle birlikte mutlaka Nikon AF-S DX 12-24mm. lensi almanızı öneririm.

Bu arada belirtmeliyim; ben tam çerçeve algılayıcısı olan bir makine kullandığım için lenslerdeki bu çarpan kaybına çok sinirleniyorum. Rakipleri bu konuda epey mesafe kaydetmişken; Nikon'un bu konuda bu kadar geri durmasını anlayamamakla birlikte, ne zaman tam algılayıcısı olan bir gövde üreteceğini de merak ediyorum doğrusu.  Üretirse sanırım ilk inceleyen ve alanlardan birisi olacağım.

Dijital makinenizin özelliklerinden üst düzeyde sonuçlar elde etmek istiyorsanız RAW dosya formatını kullanma gerekliliğini sanırım burada açaklamak yersiz. Nikon'da RAW formatı 'Nikon Electronic File' ifadesinin kısaltması olan NEF şeklinde ifade ediliyor. RAW formatı, çekim sonrasında herhangi bir sıkıntı yaşamadan birçok ayarı değiştirebilmenize imkan tanıyor. Küçük bir dezavantajı ise bellekte daha fazla yer kaplaması ve kayıtta daha çok zaman alması. Makine  NEF, JPG fine, JPG medium, JPG basic veya NEF+JPG basic seçenekleri ile kayıt yapıyor.

Kameranın beyaz dengesi konusunda da fazla eleştirilecek bir nokta yok. Benim gibi beyaz dengesini manuel olarak yapmayı tercih edenler için çok da belirleyici bir durum değil ancak acemi kullanıcılar düşünüldüğünde oldukça isabetli renk dengesine sahip ve basit menü arayüzü   sayesinde kolayca yapılabiliyor.

Raw kayıt yaparken mekine üst üste 4 kare fotoğraf çektirebildim ve çektiklerimi kaydedene kadar makine başka bir iş yapmadı. Sanırım benim gibi hızlı çalışan ve heyecanlı kullanıcılar bu durumdan hoşlanmayacaklardır.

Kamera ISO 100 ile ISO 3200 ışık hassasiyeti değerlerine sahip. ISO 3200 değeri Hi-1 ile gösteriliyor. Bir de raw konumunda çalışmayan fakat JPG çekerken kullanabilecek "AUTO" seçeneği var. Başlangıç seviye bir gövde için yüksek ISO değerlerinde de şaşırtıcı sonuçları var. 400 ve 800 hızlarda kabul edilebilir miktarda gürültü var. En ilginci ise 1600 ve 3200 hızlarda  oldukça efektif olan gürültüsüne rağmen detay etkileyici şekilde detay zenginliğine sahip olması. Fotoğraflar genel olarak tüm hızlarda dengeli bir kontrast ve detayla geliyor. Aynı konuyu, aynı ışık koşullarında farklı hızlarda denediğimde hemen hepsinin aynı kontrast dengesine sahip olduğunu gördüm.

Ağırlıklı olarak raw çektiğim fotoğrafları çevirirken bilgisayarda bir miktar keskinlik vererek ve gürültüyü bir miktar daha azaltarak işledim. Aslında bilgisayarın monitöründe makinenin kaydettiği dosyalarda standart olarak gelen gördüğünüz keskinlik, baskı için yeterli. Ben işlediğim fotoğrafların keskin olmasını sevdiğim için bunu özellikle yazmakta fayda görüyorum.

Benim gibi kullanıcılar için hafif ve kompakt tasarımlı gövdenin, biraz güvensiz olduğunu düşünmekle birlikte; sonuçlar itibariyle başlangıç seviye bir makineden beklenenden fazlasını verdiğini rahatlıkla söyleyebilirim. 10.2 MP'lik algılayıcısıyla, doğru renk kaydı, dengeli kontrastı ve yüksek ISO hızlarındaki başarımından etkilendiğimi de eklemek gerekli.

Nikon D40X
 
 
 
Nikon D40X
 
 
 
Nikon D40X
 
 
 
Nikon D40X
 
 
 
Nikon D40X
 
 
 
Nikon D40X
 
Nikon D40X
Nikon D40X
Nikon D40X
.